Mineral bakır, vücutta bulunan dokuların yenilenmesinde önemli bir rol oynar. Özellikle kemik yapısının sağlam ve güçlü olmasına katkıda bulunan enzimler açısından oldukça değerlidir. Ayrıca, proteinin sentezinde ve vücutta enerjinin üretiminde büyük rol oynamaktadır. Bakır, alyuvarların oluşumunda da önemli bir katkı sağlar. C vitamini ve çinko ile birlikte sinir sistemi ve beyin sağlığı için de vazgeçilmez bir mineraldir. Hem deri hem de saç sağlığı açısından bakır oldukça faydalıdır. Vücutta yeterli oranda bakır bulunmadığında kansızlık problemi ortaya çıkabilir. Çoğunlukla bakır eksikliği, kişinin vücut direncinde azalma, güçsüzlük, egzama ve deride yaralar gibi sorunlara yol açar. Ancak, dışarıdan aşırı derecede alınan bakır ise kişinin vücudunda yüksek oranda bakır birikmesine sebep olabilir. Günlük bakır ihtiyacı yetişkinlerde yaklaşık 2,5 mg, bebeklerde 0,5 ile 1 mg, çocuklarda ise 1 ya da 2 mg arasındadır ve bu miktarlar günlük vücut ihtiyacını karşılayabilir.

Genellikle bakırın yüksek oranda vücuda alınması, vücut içerisinde fazla bakır birikmesine sebep olur. Vücutta depolanan bakır fazlalığı, özellikle kanser riskini büyük ölçüde artırır. Bunun dışında, kişi bunaklık, depresyon, şizofreni, hipertansiyon ve bedensel-zihinsel rahatsızlıklar gibi sorunlarla karşılaşabilir. Ancak uzun süreli bakır eksikliği, kansızlık nedeniyle geri döndürülemez bir anemi hastalığına neden olabilir. Genel olarak bakır eksikliği, uzun süreli ve düzensiz beslenme yetersizliği olan çocuklarda sık görülmektedir. Mineral bakır en çok taze ve kuru üzüm, ceviz, sarımsak, brokoli, arpa, zeytin, pancar, bal, tam buğday unu kullanılarak pişirilen esmer ekmek, portakal, pekmez ve fındık gibi besinlerde bulunur.

Çoğunlukla kansızlık durumunun başlıca nedenlerinden biri de vücutta yeterli düzeyde bakırın bulunmamasıdır. Bakır mineralinin mevcut olan demir alyuvarlar ile kolaylıkla emilebilmesi büyük önem taşır. Ayrıca vücutta bakır eksikliği, aynı şekilde demir eksikliğine de sebep olabilir. Bu nedenle, diyet yoluyla kişi vücuduna yeterli oranda demir takviyesi yapmış olsa bile, asimilasyonun olmamasından dolayı kanın esas maddesi hemoglobini meydana getiremez. Bakır eksikliğinden kaynaklı olarak hücrelere yeterli oksijen taşınamaz ve bu da yorgunluk hissi, enerji eksikliği gibi sorunlara yol açar.