{ "title": "Vitamin ve Mineraller", "image": "https://www.mineral.gen.tr/images/vitamin-ve-mineraller.jpg", "date": "19.01.2024 06:49:29", "author": "Mervenur Elpit", "article": [ { "article": "
Vitaminler ve mineraller, Hücrenin normal metabolizması için az miktarlarda gerekli olan düzenleyici ve direnç attırıcı maddelerdir. Doğal besin kaynaklarında bulunurlar ve besinlerle ya doğrudan ya da provitamin olarak alınırlar. Provitaminler vitaminlerin ön maddesidirler ve özel enzimlerle veya dış etkenlerle vitamine dönüştürüldükten sonra etkili olurlar. Bu duruma örnek olarak A ve D provitaminleri verilebilir.

Hayvanlarda vitamin sentezlenemez ve uzun süreli vitamin eksikliği bazı hastalık belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bitkiler ise ihtiyaç duydukları vitaminleri sentezleyebilirler. Günümüzde vitaminlerin kimyasal yapıları saptanmıştır ve bu nedenle istenilen vitaminler sentetik olarak yapılabilmektedir.

Vitaminlerle ilgili bazı özellikler şu şekilde sıralanabilir:
Not: Her vitaminin kendine has katıldığı bir reaksiyon vardır. İkinci bir reaksiyona katılmazlar. Eksikliklerinde ise hastalıklar görülür. Vitaminler yağda ve suda eriyenler olmak üzere 2 gruba ayrılırlar.

Yağda eriyen vitaminler: A, D, E ve K vitaminleri bu gruba girer. Eğer vücutta yağ metabolizması bozulursa veya besinlerde yağ bulunmazsa, vücut bu vitaminlerden yararlanamaz. Yağda eriyen vitaminler azla alındıklarında özellikle karaciğerde depo edilirler. Depo edildikleri için de eksiklik belirtileri, suda eriyen vitaminlere göre daha geç ortaya çıkar. Yağda eriyen vitaminlerin aşırı derece alınması ve vücutta birikmesi bazı zararlı etkilere yol açabilir.

A Vitamini: Besinlerle ya doğrudan ya da provitamin olarak alınırlar. Karaten, karaciğerde A vitaminine dönüştürülür. A vitamini çok fazla miktarda alınırsa vücuda zararlı olur. A vitamininin önemli fonksiyonları şu şekilde özetlenebilir.
D Vitamini: D vitamininin ön maddesi besinlerle vücuda alınır. Bu vitamin ayrıca besinlerle doğrudan da alınabilir. D vitamininin önemli fonksiyonları şunlardır.
  • Kalsiyum ve fosforun ince bağırsaktan emilmesi için gereklidir.
  • Kalsiyumun kemiklerde depo edilmesini sağlar.
  • Az alındığında kemik ve diş yapılarında bozukluklar meydana gelir. D vitamininin fazla alınmasıda zararlıdır çünkü eklemlerin ve yumuşak dokuların kireçlenmesine neden olur.
E Vitamini: Günlük yiyeceklerde yeterli miktarda bulunduğundan eksiklik belirtilerine az rastlanır. Farelerle yapılan deneylerde bu vitamin eksikliğinin erkelerde kısırlığa, dişilerde ise embriyo ölümlerine yol açtığı saptanmıştır. E vitamininin önemli fonksiyonları şu şekilde özetlenebilir.
  • A vitamini için koruyucu etkiye sahiptir.
  • Oksijen ile bozulmayı önleyerek hücrelerin ömrünü uzatır.
  • Bağışıklık ve sinir sistemini güçlendirir.
K Vitamini: Protrombin, kanın pıhtılaşmasında rol oynayan bir maddedir. K vitamini karaciğerde protrombinin meydana gelmesini sağladığından kanın pıhtılaşmasında rol oynar. Bağırsakta bulunan bakteriler bu vitamini sentezleyebilirler. Fazla miktarda antibiyotik alınması, sadece hastalık yapıcı bakterilerin değil, K vitamini sentezleyen bakterilerin de ölümüne yol açar. Bunun sonucunda da K vitamini yetersizliği ortaya çıkabilir.

Suda eriyen vitaminler: B grubu vitaminler ve C vitamini suda eriyen vitaminlerdir. B grubu olarak bilinen vitaminler genellikle besinler içinde birlikte bulunurlar. Tahıl kabukları, mayalar, karaciğer ve yeşil sebzeler B grubu vitaminler içeren en önemli besin kaynaklarıdır. B grubuna dahil vitaminler, birçok önemli enzimin koenzim kısmını oluştururlar.

B grubu vitaminler;
  • B 1 Vitamini (Tiyamin)
  • B 2 Vitamini (Riboflavin)
  • B 3 Vitamini (Niyasin)
  • B 5 Vitamini (Pantotenik asit)
  • B 6 Vitamini (Piridoksin)
  • B 7 Vitamini (Biyotin)
  • B 9 Vitamini (Folik asit)
  • B 12 Vitamini (Kobalamin)
  • C Vitamini (Askorbik asit)
Vitaminler kolay bozulan moleküllerdir. Örneğin A, B 2, B 3, B 6, C, E, K vitaminleri ışıktan; A, C, D, E vitaminleri oksijenden; B 1 ısıdan; C ve E vitaminleri de demir veya bakır gibi maddelerle temastan bozulurlar.

Mineraller: Mineraller insan vücudunda büyümede, gelişmede, sinir sisteminde, vücudun asit baz dengesinin korunmasında, kasların ve organların çalışmasında etkilidir. İnsan vücudunun ağırlığını %4 - 6 kadarını mineraller oluşturur. Minerallerin görevleri ise aşağıda maddelenmiştir.
  • Kanın osmotik basıncının ayarlanmasında etkilidir.
  • Bazı enzimlerin yapılarına katılarak düzenleyici olarak görev yaparlar.
  • Kas kasılmasında ve sinir uyartılarının iletiminde görev yaparlar.
  • Kemik ve diş gibi organların yapısına katılır.
  • Eksikliğinde çeşitli hastalıklar görülür. Örneğin demir eksikliğinde hemoglobin üretilemez ve anemi hastalığı meydana gelir.
Mineraller vücutta bulunan miktarlarına göre iki grupta incelenir.

Makro mineraller: Kalsiyum, potasyum, fosfor, sodyum, magnezyum, sülfür ve klordur.

Mikro mineraller: Demir, çinko, iyot, bakır, molibden, selenyum, kobalt ve flordur.

" } ] }